Ahmet Aydemir - Türkçe Sayfalar

 

        Ana Sayfaya
   

HABERLER

  Deutsche Version
Kişisel Bilgiler
Projeler
Diğer Uğraşılar
Fotoğraflar
Haberler
Ziyaretçi Defteri
Dış Bağlantılar
 

ahmet.aydemir@rub.de

 

 

 

 

31.03.2003 Bochum

 

 

 

'Zalİm HİTİT KRALI Nabukadnezar' Ve Saddam

 

(Bir haber değerlendirmesi)

 

 

 

Savaş hallerinde insanların gelişmeleri yakından ve sürekli takip etme isteklerinin ve yazılı ve görsel medyaya olan ilgilerinin en üst düzeye çıktığı bilinmektedir. Tüm dramatik yanına rağmen gazeteci ve televizyoncuların bu durumdan mesleki anlamda çok da şikayetçi olmadıkları tahmin edilebilir; ne de olsa herkesin gözü kulağı onların üzerindedir. Toplumun ilgisi her ne kadar kendiliğinden onların üzerinde olsa da bu haberciler arasında rekabeti ortadan kaldırmaz, aksine haberi daha hızlı, daha ayrıntılı, daha çok görsel malzemeyle daha yönlü iletmek için ellerinden geleni yaparlar.

Aslında ne kadar yarışsalar da çoğu kere verilen haberlerin konusu aynıdır, hatta ortak bir ajanstan satın alındıklarında haberler birbirinin tıpkısıdır. Bu durumda olayı daha ilginç vermek habercinin izlenirliliğini diğerlerine göre bir adım öne taşır.

Haberi daha 'daha ilginç vermenin' bir yolu konuyu tarihi yönüyle, benzeri durumlarla karşılaştırarak ele almaktır. Ne var ki, bu ayrı bir araştırmacılık gerektiren bir yaklaşımdır; biraz kitap, ansiklopedi, arşiv karıştırmak lazım gelir; bunları yapmaya vakit yoksa işi bir uzmanına sormak da adettendir. Peki gazeteci bu söylenilenleri yapmadan konuyu 'ilginç yapmaya, tarihi yönüyle' vs. vermeye kalkarsa ne olur? O zaman Hürriyet Gazetesi'nin Internet versiyonu Hürriyetim'deki 28.03.2003 tarihli "Müfreze Kuzey Irak'ta" başlıklı haberdeki tuhaf durum ortaya çıkar (Haberin tamamı için resmi tıklayınız).

 

 

 

 

 

 

Haberde Kuzey Irak'taki Saddam'a bağlı, özel Nabukadnezar Tümen'inden söz edilmekte; ancak Nabukadnezar'ın bir Hitit Kralı olduğu belirtilmektedir. Oysa ki Nabukadnezar Irak'in İlk Cağ tarihinde çok önemli bir yer tutan Babil (Babylon) Sitesi'nde iki kral adıdır (I. ve II. Nabukadnezar ya da Nebukadnezar). Bunlardan meşhuru İ.Ö. 6. yüzyılda yaşamış ve dünyanın yedi harikasından biri olarak bilinen Babil'in  Asma Bahçeleri'ni inşa ettiren II. Nabukadnezar' dır. Bu kral Babylon'daki diğer imar faaliyetleri, siteye yaşattığı refah dönemi ve İsrail üzerine yaptığı seferle de bilinir.

 

 

 

 

 

 

Saddam'ın Irak coğrafyasında yaşamış ve dünya tarihinde tanınan bir kralla kendini özdeşleştirmesi ve tümenine bu ismi vermesi 'anlaşılır' bir şeydir. Oysa ki, daha ilk bakışta Saddam'ın neden Anadolu'nun merkezindeki Hitit devleti kralını kendine örnek seçtiği sorusu kaçınılmaz olarak akla geliyor. Belli ki, bu soru habercimizin de aklına gelmiş ve fazla kafayı yormadan cümle arasına yanıtı sıkıştırmış "...Nabukadnezar, en zalim Hitit kralının adı ve Saddam Hüseyin kendisini Nabukadnezar'a benzetmişti..." Ne de olsa başkaları Saddam'ı zalim diktatör olarak anıyor diye o da bu kimliği aynen benimsemiş ve pekiştirmek için böyle tarihteki bir zalim kralı kendine örnek seçmiştir, öyle mi!?

Yazarımız böylece haberine tarihi bir derinlik katarak 'ilginç' hale getirmekle kalmıyor, Hitit, Babil, Anadolu, Irak ve Mezopotamya tarihine yeni bir perspektifle bakmamızı sağlıyor. Tabi zalim kral Nabukadnezar - diktatör Saddam benzeştirmesi de olayın en can alıcı yönü. Bu sırada bizim Hititler hem de devletlerinin çöküşünden yaklaşık altı yüzyıl sonra yaşamış  Babil kralıyla karıştırılarak bir de üstüne zalim yaftası yiyerek gümbürtüye gitmiş, önemli değil.

Not: Yukarda sözü edilen Hürriyetim'e ait yazıyla ilgili görüşümü haber sayfasının altında bulunan "Yorumlarınızı Yazın" kısmına ve okuyucu mektupları adreslerine göndermeme rağmen yorumlar kısmında yazım henüz görülmediği gibi herhangi bir yanıt da alabilmiş değilim. Adı geçen haberin  orijinaline aşağıdaki adresi tıklayarak ulaşabilirsiniz: 

http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=136587

 

ahmet.aydemir@ruhr-uni-bochum.de