En son ne zaman
kestane kebap yapmayı denediniz? Peki
her seferinde kestaneleri tam kıvamında
pişirebildiniz mi,
yoksa her defasında bir başka
sonuç mu elde ettiniz; biraz fazla pişirip
yaktığınız, az pişirip
çiğ yediğiniz
oldu mu kestaneleri ya da dışı hızlı
pişmekten çok sert, içi çiğ mi kalmıştı güzelim
kestanelerin? Belki de kabuğunu bıçakla çizeyim derken
parmağınızı kestiniz...
şahsen,
kestane
kebap yapmak istediğimde yukarıda
değindiğim sıkıntıları
hiç yasamadım desem yalan olur. Bu
nedenle kendi pişirdiğimden
biraz pahalıya gelse de mevsimi
gelince yol üzerinde
rastladığım kestanecilerden
biraz alıp kestaneyi kebap olarak
tatmayı ihmal etmem.
Öyle kestanecilik
değip geçmemek lazım;
bu işin de kendine göre
bir takım incelikleri olmalı. Bunun güzel
bir örneğine geçende İstanbul'da
Galata Köprüsü'nün Eminönü tarafında
rastladım. Kestaneci Mahmut sırf
kestane kebap için özel dizayn edilmis, pırıl
pırıl galvanizli
sac kaplı seyyar tezgahı
ile göz doldurup, kestaneleriyle iştah
kabartıyordu. Devletimiz, sanayicimiz,
tüccarımız AB'ye
girelim, Avrupalı'ya kendimizi beğendirelim
diye standartlarını yükseltmek için çırpınıp
dururken, hiç kimse kendinden böyle bir sey talep etmediği
halde, tamamen kendi insiyatifi ile kendi halkı
için böylesine mükemmel bir kestane kebap tezgahı
imal ettiği ya da ettirdiği için
Kebapçı Mahmut'a ne kadar teşekkür
etsek azdır. Tüm girişimcilerimiz
onu örnek alsa AB solda sıfır
kalırdı.
|